Ne kadar gerçek o kadar hayal!

14 Kasım 2012 Çarşamba

Skyfall

Casino Royale ile başlayan, Quantum of Solace ile devam eden Bond'un "olma" dönemi Skyfall ile tamamlanıyor.


Türkiye'deki görevinde ölümle yüzleşen James Bond kendini M'e karşı gerçekleştirilen komplonun tam ortasında buluyor. 

Gelmiş geçmiş bütün Bond filmlerinden daha iyi bir hasılat yapacak gibi gözüküyor Skyfall. Peki, gerçekten bu kadar iyi mi?

Karşımızda son derece kompakt bir film var aslında: Çok büyük gizemler veya inanılmaz aksiyon sahneleri yok fakat yönetmen Sam Mendes'in çok akıllı tercihler yaptığını belirtmem lazım. Casino Royale ve Quantum of Solace'da unutulmuş olan mekan estetiği Skyfall'un can damarı. Yeni MI6 binası, gökdelen, sandal ile gidilen kumarhane, boşaltılmış ada ve tabii ki de Skyfall... Bütün mekanlar o kadar güzel tasarlanmış ki seyirci ne olacağına değil ışıklara ve renklere takılıyor, mekanların görkemine kapılıyor ilk başta. Bütün unutulmaz Bond filmlerinin de ortak noktalarından biri enteresan ve görkemli mekan tercihleri aslında: Dr No'nun adasını veya yanardağ içine saklanmış gizli üssü kim unutabilir ki?

Filmin ikinci önemli unsuru da Nolan'ın Batman'inden esinlenildiği saklanmayan kötü adamımız. Javier Bardem ve Silva uyumu hat safhada. Biraz Joker biraz Bane... Her ne kadar yaptığı plan, görünüşü kadar şeytani olmasa da Javier Bardem'in oyunculuğu sayesinde kolay unutulmayacak bir kötü adam var karşımızda.


Skyfall ile birlikte klasik Bond kadrosu tamamlanmaya başlıyor. Moneypenny güzel bir sürpriz olarak karşımıza çıkıyor. Bond-Q atışmalarını özlemiştik. Yeni jenerasyonun özellikli oyuncularından Ben Whishaw bu role uymuş gibi duruyor.


Bu blogda daha önce de yazmıştım: Judi Dench en sevdiğim aktristlerden. M ile Judi Dench uyumu 90'lı yıllardan beri Bond filmlerinin en temel dinamiklerden biri. Casino Royale ile yeni bir çağa giren Bond serisinin yeni bir M yaratması kaçınılmazdı aslında. Bunu yaparken de çok akıllı bir yol izlediklerini düşünüyorum. James Bond'un olgunlaşma sürecinin en önemli halkası Skyfall, Bond ve M üçgeninde gerçekleşiyor. Yeni M içinse üstat Ralph Fiennes'dan daha iyisi düşünülemezdi.

Skyfall, Bond'un kökenine dair de getirdiği açıklamalar ile Casino Royale ile başlayan yeni jenerasyonun tamamlanmasını sağlayan bir film. 21. yüzyıla uygun karanlıkta fakat eski Bond'ların da tadını andırıyor, verebiliyor ve yenisini merak etmeye itiyor.

Hiç yorum yok: