Ne kadar gerçek o kadar hayal!

17 Temmuz 2012 Salı

The Raven

James McTeigue The Raven ile karşımızda. Olmamış, oturmamış, yetersiz bir film daha...


Edgar Allen Poe, hikayelerinden ilham alan bir seri katil ile karşı karşıya. Fikir olarak sağlam bir noktadan hareket eden yapımın bu hallere düşmesi gerçekten incelenmesi gereken bir durum. Peki olmayanlar neler?


Öncelikle ortada çok zayıf bir hikaye olduğunu söylemeliyim çünkü karşımızda nedensiz, amaçsız ve  motivasyonsuz bir katil var! Bu da filmin inandırıcılığını ve Edgar Allen Poe ile arasındaki mücadelenin tansiyonunu düşürüyor. Edgar Allen Poe dışındaki bütün karakterler anlamsızca ortaya serpiştirilmiş gibi. Katil-Poe çekişmesinin dışında hikayede başka bir dinamik de yok. Hikayedeki bu yoksunluklar ilk yarım saat sonunda filme olan dikkati azaltıyor. Bu noktadan sonra da tek yapılabilen bütün karakterleri katil zannetmek oluyor.

Hikayedeki eksiklikleri, James McTeigue yönetmenlik yetenekleri ile de kapatamamış durumda. Edgar Allen Poe'nun eserlerindeki atmosferi, rahatsız edici duyguları ne görsel olarak ne de oyunculuk olarak yaratılamadığı ortada. Elinizde maskeli balo basacak bir seri katil varsa bu hikayenin bütün olmamışlığını giderecek bir fırsattır. Yazık... 


Bütün bu eksikler içinde oyunculukları incelemenin zaten bir anlamı yok.

Kariyerinde çok önemli filmlerde ikinci adam olmuş James McTeigue, V for Vendetta'dan sonra ilk adam olma konusunda hep sıkıntı yaşıyor. The Raven her yönüyle eksik bir yapım.

Hiç yorum yok: