Ne kadar gerçek o kadar hayal!

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Neden? Niye? Niçin?

2 veya 3 sene önceki İstanbul Film Festivalinde 20'ye yakın film izlemiştim. En aktif olduğum festivaldi benim için.  Marc Caro ve Jan Kounen gibi saygı duyduğum yönetmenleri yakından görme ve konuşma şansım olmuştu. Neyse, olay şu: O festivalde Brad Anderson'ın Transsiberian isimli yeni filmi de gösterilecekti. Arkadaşla filme gittik ve kendi aramızda eğlenmeye başladık: " Brad Anderson'da gelecekmiş oğlum! " Session 9 gibi türünün en önemli filmlerinden birini çekmiş, The Machinist ile etkileyici bir başarı yakalamış yönetmenin, Amerikalı olmasından da mütevellit İstanbul'a geleceğini pek düşünmüyorduk. Tamam Avrupalı yönetmenler gelebilir ama bir Amerikalı... Pek inandırıcı değildi. Sonuç olarak Brad Anderson geldi. Filmden önce ve sonra konuştu, soruları yanıtladı, sempatik ve kendini beğenmişlikten uzak tavırlarıyla, Transsiberian'ı seviyesinin çok altında olduğunu düşünmemize rağmen bizi etkilemeyi başardı.


Vanishing on Street 7, Brad Anderson'un Fringe ve Boardwalk Empire gibi dizilerden sonra çektiği son film. Bu seneki İstanbul Film Festivalinde de gösterildi ve şimdi vizyonda.

İlk bakışta benim için her şey mükemmeldi: Yönetmen Brad Anderson, en beğendiğim kadınlardan Thandie Newton, her şeye rağmen Anakin'den hatırı olan Hayden Christensen, iyi bir karakter oyuncusu olan John Leguizamo ve post-apokaliptik bir hikaye.


Filmin gayet etkileyici başladığı gerçek: Kullanılan soluk görüntüler eşliğinde kaybolan insanlar, karanlıkta hareket eden gölgeler, boş sokaklar... Sağ kalanların barda bir araya gelmesiyle film tiyatral bir hale bürünüyor. Sonu yaşayan bir grup insanın etkileyici bir şekilde sunulduğunu söylemek çok zor, diyaloglar zayıf, karakterlerin arasındaki dinamikler yüzeysel... Sonuç olarak akmayan bir dramatizasyon, tek kelimeyle sıkıcı. Bu esnada görüntü kalitesinin hala standardın üstünde olduğunu söylemek yanlış olmaz, zaten biraz olsun etkiyi sürdüren ve filmi izlettiren unsur bu.


İyi, kötü; kaliteli, batarya birçok film izledim. Manasını çözemediğim bunun gibi bir filmi hatırlamıyorum. Ortada o kadar çok soru işareti var ki bunlar filmin neden çekildiğini sorgulatır cinsten. Sırf bu yüzden indirip bir kez daha izledim. Acaba bir şey mi kaçırıyorum diye? Filmin içinde benim kapasitemin üzerinde kullanılmış bir metafor varsa lütfen beni aydınlatın.

Filmden geriye kalan sadece sorular: Neden Brad Anderson? Niye? Niçin?



1 yorum:

pates dedi ki...

çok kötüydü gerçekten.Benim festivalde kapanış yaptığım filmdi ve daha kötü bir kapanış olamazdı. Tam televizyon filmi(artık öyle bir kavram kaldıysa tabii) denilen cinsten bir filmdi. Gerçekten neden??