Ne kadar gerçek o kadar hayal!

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Cronenberg

Kanada'da, Montreal'deyiz. Yeni bir site açılıyor. Ada üzerine kurulan bu site pek çok açıdan kendi kendine yetebilmekte: Kendine ait ufak bir hastanesi bile mevcut. Burada çalışan doktorlardan biri vücutta iyi çalışmayan veya hasta olan organların yerini almak üzere bir parazit geliştiriyor. Çok yazık! Doktorun asıl amacı bu değilmiş. Bu parazit, insan beyninin çalışmasını düzenlemekte ve bilinçteki bütün vahşi yanları ortaya çıkartmakta. Sonuç: Bütün site sakinleri “orgy” karnavalı düzenlemeye başlıyor ve paraziti yaymak üzere yola çıkıyorlar.


Yine Kanada'dayız. Motorlu çiftimiz yolculukları esnasında kaza geçiriyor. Şansa bakın, çok yakınlarda plastik cerrahide uzman bir güzellik merkezi var. Hemen çiftimiz orada ameliyata alınıyor fakat kadını kurtarmak için daha deneme aşamasında olan deneysel bir doku nakil prosedürü uyguluyorlar. Kadın uzun süre komada kaldıktan sonra uyanıyor. Ama o da ne?  Yeni doku, kadını kontrol eden bir oragnizmaya dönüşmüş! Ayrıca tek problem de bu değil: Bu organizma tarafından ısırılan herkes zombiye dönüşüyor. Sonuç ülke çapında kaos!


Tekrar Kanada. Bu sefer “psychoplasmid” denen yeni bir psikanaliz türünün yapıldığı tıbbi tesisteyiz. Ayrılma arifesindeki çiftimizden kadın burada kalmakta. Koca, kızını vücüdunda oluşan yara berelerden dolayı artık annesinin yanına göndermek istemiyor. Tahmin edersiniz? Büyük hata! Kızın çevresindeki insanlar, deformasyona uğramış küçük insansı yaratıklar tarafından öldürülüyorlar. Peki bunlar neymiş? Doktorun kullandığı “psychoplasmidler” annenin vücüdunu deformasyona uğratmış ve kadın böyle çocuklar doğurmaya başlamış. Hatta bu çocuklarla kadın arasında da telepatik iletişim söz konusu. Kadın kimin hakkında kötü duygular hissetmeye başlarsa bunlar gidip onu öldürüyorlar. Sonuç: Baba anneyi öldürür! Doktor kendi projesinin kurbanı olur.


Bunlar, David Cronenberg'in sinemada oynayan ilk üç filminin kısa ve kaba özetleri. Sırasıyla: Shivers, Rabid ve The Brood.

Eğer filmleri izlemediyseniz, benim bilinçli olarak tercih ettiğim kötü anlatımla beraber şunu düşünmeniz kaçınılmaz: Ne kadar sığ ve ucuz! Çok zayıf “plotlar”.

Kanadalı David Cronenberg, yaşayan ve hala aktif  en özgün yönetmenlerden biri.

Cronenberg'ün filmografisini iki bölümde inceleyecek olursak: Birinci bölüm Existenz ile sonlanır. İkinci bölüm Spider, History of Violence ve Easten Promises’ı içine alır. Birinci bölümü detaylandırmak içinse en uygun filmler yukarda yazdığım Shivers, Rabid ve The Brood’la birlikte Videodrome’dur.

Bu bölüm için anahtar kelimeler: Bilimkurgu, teknoloji ve fiziksel deformasyondur.

Bu dört filmde de, yeni bir teknolojinin kötü sonuçlarına maruz bırakılıyoruz Cronenberg tarafından. Hem de tabu sayılabilecek birçok içerikle: Yaşlıların seks sahneleri, kadın cinsel organından giren parazitler, koltuk altından çıkan organizmalar, tecavüz işkence sahneleri ve hatta deformasyona uğramış anne ile çocukları...

Cronenberg filmografisinin ilk bölümü tek bir temel duygu üzerine yoğunlaşıyor: Yeni teknoloji korkusu.
Bu korkunun yansıması filmlerinde şöyle tezahür ediyor: Yeni teknolojiyi kullananların dönüşümleri ve yeni teknolojiyi bulan veya üretenlerin niyetleri.

Kullananların dönüşümleri:
Yeni teknolojiler insanları yönlendiriyor ve dönüştürüyor. Bütün bu dönüşümler de varoluşumuzu yeniden biçimlendiriyor. Bu yeniden biçimlenme, Cronenberg filmlerinde genelde şöyle oluyor: Bütün dönüşüm geçiren karakterlerin ki dönüşümün fiziksel etkilerini de en sert, rahatsız edici şekilde izleyiceye sunuyor,  ortak özelliği sadece mağdur olmaları! Maruz kalıyor ve dönüşüyorlar. Shivers'da sadece seks düşünen vahşi yaratıklara, Rabid kendi ihtiyaçlarından ziyade bir organizmanın dayattıklarını yapan bir aracıya, Videodrome'daysa içine yükleme yapılan bir videoya. Kurban olarak başka kurbanlar yaratmaya başlıyorlar. Yeni teknoloji ile başlayan salgının ön cephesinde yer alıyorlar.

Bulan veya üretenlerin niyetleri:
Kötü veya en yumuşak tabirle başarısız bilim adamları, gözünü para hırsı bürümüş iş adamları... Cronenberg dünyasında, yeni teknolojileri bunlar kontrol eder ve Cronenberg'in ahlakçı duruşunun altında ezilirler: Her zaman kendi yaptıklarının kurbanı olurlar.
Rabid'de ilk zombi ameliyatı yapan doktordur.  The Brood'da doktor, küçük deforme çocukların son kurbanıdır. Videodrome'daysa hem O'blivion hem de şirketin sahibi için kaçınılmaz son ölümdür.
Çıkan yeni teknolojiyle birlikte gücün merkezileşmesi, gücün tekelleşmesi... Cronenberg’ün filmlerinde savunulan en temel düşüncelerden biri.

Yeni teknoloji korkusunun altında yatan düşünce Cronenberg sinemasının temeli aslında: İnsan doğasının karanlık tarafı, İnsana duyulan güvensizlik... Sinematografisinin ilk bölümünde bunu teknolojik gelişmelerin sonuçlarını sorgulayarak sunuyor Cronenberg.  Daha tamamlanmamış ikinci bölümündeyse yine bu karanlık noktaları daha psikolojik boyutta yorumluyor: Spider'da bir şizofren üzerinden; History of Violence da geçmişinden kaçan, yeni bir kişiliğe bürünmüş bir mafya tetikçisi üzerinden ; Eastern Promises'daysa  mafyaya sızmış bir kanun adamı üzerinden, insan doğasının karanlık tarafına yolculuğuna devam ediyor.


Tekrar başa dönecek olursam, Cronenberg sinemasındaki “plotlar” zayıf gözükebilir çünkü O'nun hedefi hareketten ziyade hareketi yapan insanın hangi motivasyonlarla bunu yaptığı.


Hiç yorum yok: