Her yönüyle kasıntı bir film ile karşı karşıyayız.
Fikir şu: Nostaljik tatta bir ajan filmi, aksiyon, teknoloji veya kovalamaca yok! Herkes sakin ve birbirlerine silah doğrulturken bile kibar... Eser bu tarzın üstatlarından John Le Carre'den, yönetmen Let The Right One İn ile uluslararası üne kavuşan İsveçli Tomas Alfredson, kadroda ise Gary Oldman,Colin Firth ve John Hurt gibi ustalarla beraber Tom Hardy, Benedict Cumberbatch ve Mark Strong gibi yeni jenerasyonun yıldızları... İddialı!
Bütün bu artılara rağmen film çok sıkıntılı bir başlangıç yapıyor. Yönetmen zaten karmaşık olan hikayeyi anlatırken o kadar dağınık tercihlerde bulunmuş ki filmin ilk 40 dakikası konu ile cebelleşerek geçiyor. Bu usta kadro bile son derece donuk bir oyunculuk sergiliyor: Masa başında kasılmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.
Soğuk savaş döneminde İngiliz Gizli Servisine sızan ajanı ortaya çıkarmak için George Smiley görevlendirilir. Gary Oldman bu yapbozu birleştirecek George Smiley rolünde.
Film, Tom Hardy'nin canlandırdığı Ricki Tarr karakterinin hikayeye dahil olmasıyla hızlanıyor ve etkili bir hale geliyor. Bize de şunu sormak kalıyor: Neden bu kadar bekledik? Bunun cevabı bence nostaljik olma inadı. Bu inat o kadar ön plandaki geri kalan her şeyi gölgelemiş.
Filmin tek önemli artısı Sherlock'dan sevdiğimiz Benedict Cumberbatch. Saçı,duruşu ve tavırlarıyla izleyiciyi tetikleyebilen tek karakter. Burada diğer bütün oyuncuların çok daha iyi performanslarını hatırlıyor olmamız da önemli bir etken.
Bütün eksilerine rağmen film 10 üstünden 7 alabilecek düzeyde ama fena sayılmayacak hikayesi, muhteşem oyuncu kadrosu ve iyi yönetmeniyle sadece bu kadar olması ilginç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder