2011 sinema sezonu en boş dönemlerden biriydi. Bu sayede ortalamanın üstündeki filmler daha çok ilgi çeker hale geliyor. 2006 yılı da böyle bir yıldı. Crash bile Oscar aldı. Bu seneki Oscar'ların adayları da ortada. Böyle bir zamanda gösterime giren Drive'ın da bundan yararlandığını söylemek lazım.
İsimsiz sürücü kardeşimiz komşusuyla girdiği gönül ilişkisi yüzünden karşısında mafyayı buluyor ve gereğini yapıyor.

Ryan Gosling gizemli, içinde bir canavar barındıran sürücü rolüne uymuş fakat şunu belirtmek lazım: Sürücü gerçekten güçlü ve ilgi çeken bir karakter, Ryan Gosling'in oyunculuk olarak bu karakteri sürüklediğini söyleyemem tam tersine karakter Ryan Gosling'i sürüklemiş. Bilmiyorum belki bu noktada biraz eleştiri yapılabilir fakat Gosling sevdiğim bir aktör dolayısıyla tarafsız yorum yapamayacağım. Yine de şunu söyleyebilirim: Oyunculuk olarak Half Nelson veya The Believer ile karşılaştırılamaz.
Bu ara her yerde karşımıza çıkan Carey Mulligan'ı sevmiyorum. Hep aynı gülümseme, hep aynı mimikler...
Filmin yıldızı ise tartışmasız Albert Brooks. Alışık olmamasına rağmen gelmiş geçmiş en psikopat kötülerden biri olmuş.
Sonuç olarak Drive bir şaheser değil ama özellikli ve görülmesi gereken bir film. Bana Cronenberg'in A History of Violence'sını hatırlattığını belirtmek isterim. Ayrıca sürücü ile ilerde de karşılaşacağımızı düşünüyorum. Bu karakterde daha işlenecek çok hikaye var gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder