Caz, sinema, tiyatro veya müzik... Hiç farketmez. Benim kuralım belli: Festival dediğin Haşmet Babaoğlu ile güzeldir. Onu görmeden festival havasına girilemez, eksik ve yalnız kalınır ( Bkz: Festival Günlüğü). Neyse ki Haşmet " abimiz " Rock'n Coke'da bizi öksüz, yetim bırakmadı. Festival havasını bütünüyle teneffüs etmemizi sağladı. Buradan O'na teşekkür edip yeni girişimimden bahsetmek istiyorum: Artık karşılaştığım her festivalde Haşmet " abimizin " fotoğrafını çekeceğim. Kızmayacağını umarak buradan Haşmet Babaoğlu'na saygılarımı yolluyorum.
Festivali kısaca özetlemek gerekirse:
- Her sene olduğu gibi yine " dövme çöplüğünden " farksızdı.
- Bu senenin modası: Kızlarda kısa kot şort altı bol selülit, erkeklerde Freddie Mercury'msi bıyık.
Metropol kadınının selülit ile dansı bence kesinlikle incelenmeli. Aynı zamanda, yeni tatilden döndüğüm ve çok bikini gördüğüm için şunu kesinlikle söyleyebilirim: Tam anlamıyla bir selülit işgali altında kadınlarımız ve bu işgal 18-20 gibi küçük sayılabilecek yaş aralıklarında bile geçerli. Selüliti olmayan az sayıdaki kadın önderliğinde bir direniş örgütlenmesi şart bu işgale karşı. Gerçekten ilginç olan bir başka noktaysa: Azımsanmayacak sayıdaki erkeğin vücut bakımı konusunda kadınların çok önünde olması: Sporlar yapılmış, bol bol ağırlık basılmış ama bıyık olmasa daha iyiydi tabii. Sonuç olarak selülite karşı hep beraber " Vive la resistance! "
- Festivalin en komik sahneleri yemek bölümlerindeydi. Kurumsal yapı içinde çalışanların " self motivation " ninnisi bu bölgelerde bol bol kulakları tırmaladı: Düdüklü McDonalds, çığıran Pizza Pizza... vb. Aslında aynı temel fikre dayansa da plazaların içinde yapılan; herkesin takım,kravat içinde sahte gülücükler dağıttığı kokteyllerden tek bir farkı var: Ucuz fikir, ucuz uygulamayla birleşince damping etkisi yapıyor. Suratlar bir karış, beyin sıcak ve kalabalıktan büzülmeye başlamış, kazanacağı üç kuruşun derdinde olup bir de eğleniyormuş, mutluymuş, istekliymiş gibi gözükmeye çalışmak gerçekten komik oluyor. Trajikomik ama komik! Bazılarının götünden anlama durumuna önlememizi alalım: Komik bulunan ekmeğinin peşinde çalışan insanlar değildir! Öyle anladıysan lütfen baştan oku. Hala olmuyorsa zorlama.
- Kız arkadaşım Big Mac'i götürürken aklıma şu geldi: Bu yağlar en az 3 günlük ( cuma,cumartesi ve pazar ). Yani başka bir Mc'de yediğimiz ürünlerden daha iyi koşullarda pişirilmiş olabilir.
- Duman hala dumanlı maalesef...
- Motorhead ilgi alanım dahilinde olmasa da gümbür gümbürdü. Hakkını teslim etmek gerek.
- Limp Bizkit istekli ve iyiydi ama kafamda şu soru dönüp durdu: Ya bu konser 2011 değilde 2001'de olsaydı?
Zaman grup üyelerinden olmasa da seyircisinden çok şey alıp götürmüş.
- Friendly Fires'da çok sıcaktı, kulaklarımla beynim arasındaki senkronizasyonda sıkıntı olmuş olabilir, pek bir şey anlamadım.
- Athena ateşleyici etkisini başarıyla gösterdi, doğruya doğru fakat kaybedilen davulcular Doğaç ve Burak ile beraber kaybedilen basçı Ozan'ın eksikliği çok netti. Birçok kez canlı izlediğim için eleştiri hakkını kendimde görüyorum: Özellikle eski kayıtları çalma açısından bir sıkıntı olduğu aşikar.
- Skunk Anansie, benim için tartışmasız gecenin yıldızıydı. Enerji, şov ve müzik...
- Travis, müziğine yakışacak bir şekilde sempatik ve içtendi.
- Gecenin en kötü esprisi: Moby'i niye dinlemiyoruz? Onun başı kel mi? Evet kel! O yüzden dinlemiyoruz! ( Keşke ben yapsaydım, tam benlik bir espri! Koray kardeşime selamlar.)